Translate

Sayfalar

31 Ekim 2011 Pazartesi

Balenin kurucusu Dame Ninette de Valois

Balenin kurucusu Valois anılıyor

Devlet Balesi’nin ilk temellerini atan Dame Ninette de Valois, ölümünün 10. yılında özel bir karma programla anılıyor.



İlk kez 1948 yılında Yeşilköy’de temelleri atılan ve daha sonra merkezi Ankara’da bulunan Devlet Konservatuvarı bünyesine taşınan bale sanatının öncüsü Dame Ninette Valois, ölümünün 10. Yılında proje yönetimi Deniz O. Yamanus tarafından üstlenilen karma bir temsil programıyla anılıyor. 3-4 Kasım tarihlerinde Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi’nde 20:30’da sahnelenecek program, Türk Balesi’nin önde gelen

Urartu Saray Malları Doğu Anadolu

İlk Tunç Çağı Karaz Kapları Doğu Anadolu

Anadoluda Pişen Toprak -Gönül Paksoy Koleksiyonu

Son Kalkolitik Çağ Çanakları Batı Anadolu-Tek Kulplu Çanak


İlk Tunç Çağı Gaga Ağızlı Testiler Batı Anadolu


İlk Tunç Çağı Gaga Ağızlı Testiler Batı Anadolu

terra; toprak, cotta; pişmiş

“Terra-Cotta, pişmiş toprak anlamına gelen İtalyanca bir kelimedir, yani terra; toprak, cotta; pişmiş demektir. Terra-Cotta, tarihin en erken çağlarından itibaren Eski Mısır Uygarlıkları’ndaki heykelcilik ve vazolarda, Mezapotamya ve İran’daki çok renkli yer karolarında, Orta Amerika’daki heykelcik ve vazolarda ve Çin’deki vazo ve benzeri nesnelerde M.Ö. 5000 yıllarına kadar izlerine rastlanır şekilde, sanatsal araç olarak kullanılmıştır.”

Eskikent Yazıları / Yüzlerce yıllık kadim dost: Pişmiş toprak

Yüzlerce yıllık kadim dost: Pişmiş toprak
Tuğla ve kiremit, tarihte imalatı yapılan ilk yapı malzemesidir. Evlerimizin ana maddesi olan bu sıcak yapı malzemesi bugüne kadar mükemmel karakteri ile dizayn, boyut ve işlevi dışında hemen hiç değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir.

Tuğlanın ilk kez MÖ 3. yüzyılda Mezopotamya'da kullanıldığı arkeolojik kazılar ve bilimsel çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Yine M.Ö. 4. yüzyılda Babil Kulesi'nin yapımında 85 milyon adet tuğla kullanıldığı dikkate alındığında, o tarihlerde nasıl bir endüstriyel çalışma yapıldığı görülmektedir.

Derinlere inen sanat - Escheresk çalışmalar

ABDli sanatçıdan Escheresk çalışmalar

Petaluma, Kaliforniyalı fotoğraf sanatçısı ve illüstratör Josh Sommers'ın Escheresk, yani Flemenk sanatçı M C Escher'den ilham alarak yaptığı eserleri bakanları derinlere sürüklüyor.







ABDli sanatçıdan Escheresk çalışmalar














Escheresk resim çalışmaları

Haftanın Sanat Çizelgesi

Haftanın Sanat Çizelgesi 31 Ekim - 7 Kasım

'Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi'nde bugün saat 20.00’de piyanoda Meral Güneyman'la 'İspanyol Rapsodisi' konseri izlenebilir.
SERGİ

■ Arada Bir, Bir Arada isimli karma sergi 1 - 26 Kasım tarihleri arasında Ortaköy Kültür Merkezi’nde.

■ Nasuh Peprek’in “Camdaki Düşler” isimli sergisi 1 - 10 Kasım tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Kozi Kültür Sanat Merkezi’nde.

23 Ekim 2011 Pazar

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Şiir ve Sinema - Luis Bunuel

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Şiir ve Sinema - Luis Bunuel: Şiir ve Sinema-Luis Bunuel Octavio Paz şöyle demişti: "Zincire vurulmuş bir adamın, dünyayı parçalayacak gücü kazanması için...

# Resim, Heykel# Hareket Sanatları# Tiyatro & Dramatik Sanatlar# Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri# Grafik ve Tasarım

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Sine Göz ve Sine-Radyo Film Nedir, Tanımı, Özellik...

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Sine Göz ve Sine-Radyo Film Nedir, Tanımı, Özellik...: Sine Göz ve Sine-Radyo Film Nedir, Tanımı, Özellikleri Sine-göz ve Sine-Radyo ekolünün kurucuları Dziga Vertov ve kardeşi kameraman Kauf...

# Resim, Heykel# Hareket Sanatları# Tiyatro & Dramatik Sanatlar# Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri# Grafik ve Tasarım

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Simgesel Anlatım Mı, Photographing mi?

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Simgesel Anlatım Mı, Photographing mi?: Sinema hem bilinen bütün sanatları kapsar hem de teknolojiyi... Ses ve görüntü teknolojisi geliştikçe sinemanın da dili gelişir, yenilenir....

Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez / Çizim

22 Ekim 2011 Cumartesi

Portre Çizimi İçin Alternatif Yaklaşım

 Portre Çizimi İçin Alternatif Yaklaşım



'Dur Bi Dakka!' Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda

'Dur Bi Dakka!' Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda

Müjdat Gezen Tiyatrosu'nun, fantastik komedi türündeki yeni oyunu 'Dur Bi Dakka' her Cumartesi akşamı Bahariye Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda sahneleniyor.
Türkücü Salim Yavaş, bir meleğin hatasıyla vaktinden evvel ölmüştür. Öbür dünyada durum anlaşılınca, Salim itiraz eder, ancak

20 Ekim 2011 Perşembe

Modern Dans Hakkında Bilgiler


M o d e r n d a n s n e d i r ?

Bugünün Modern Dansı’nın kökleri Almanya ve Amerika’ya dayanmaktadır.Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki on yıllık dönemde Amerikalı ve Alman dansçılar birbirlerinden bağımsız olarak, öykülemeci ve gösterişli bale geleneğine karşı çıkan yeni dans biçimleri geliştirdiler.Ancak Amerikan ve Alman Modern Dans gelenekleri birbirini etkilemeseydi yeni biçimlerin geliştirilmesinden büyük olasılıkla söz edilmeyecekti . Amerika’da yaşayan Kızılderili’lerin geleneksel danslarının varoluşu ve Avrupalıların Salon dansları ve balelerinin bir araya gelmesi ile Amerika’nın Modern Dans anlayışı ortaya çıkmıştır.

Ege yöresi halk oyunları


Zeybek oyunları çalımlı kükreyişli ve belirli anların diz vuruşlarıyla sonra da oyun boyunca eni konu heykelleşmesini bilen dikelişleriyle en başta kahramanlığın timsalidir. Diz vuruş gösterilerinde düşmanın tepeleniş temsili yaşar. Yerleri okşayan eller topraktan bereket umuyor veya bereketi kutluyor görünür. Kollar yanlara açılınca da âdeta o bereketin herkese saçılışına şahit olunur.
Bakımlıyız.Com - Ege Yöresi Halk Oyunları

Bale ve Esneklik

Dans Anatomisi ya da bir dansçı yetişirken anatomi bilgisinin gerekliliği üzerine

Esneklik konusu bale dersi ve dans dersi veren eğiticilerin bazılarının önemle üzerinde durduğu ve olmazsa olmaz ilan ettikleri bir sorun olarak karşımızda. Daha önceki bloglarda bu konu hakkında bir kaç şey söylemiştik. Bu yazımda da çocuklarla esneklik çalışmaları hakkında anatomik bir yaklaşımın gerekliliğini irdelemek istedim.

Resim-Heykel kapanıyor mu?

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Karaköy’de İstanbul Modern’e komşu yeni bir resim heykel müzesi açacak.
MSGSÜ’nden edindiğimiz bilgiye göre, Karaköy’deki “Antrepo 5” binası, Cumhuriyet sonrası eserlerin sergileneceği, içinde üniversitenin eğitim alanlarının da olduğu çağdaş bir müzeye dönüştürülecek. 2013’te nisan-mayıs aylarında açılması planlanan müze binası, üniversitenin talebi üzerine Başbakan’ın talimatıyla Başbakanlık Özelleştirme İdaresi’nce tahsis edildi. Yapının projelendirilmesini ise MSGSÜ mezunu ünlü mimar Emre Arolat yapacak.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Umberto Eco - Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik

ORTAÇAĞ ESTETİĞİNDE SANAT VE GÜZELLİK
[Umberto Eco]


GİRİŞ
Bu kitap, VI. Yüzyıl ile XV. Yüzyıl arasında Ortaçağ Latin uygarlığının geliştirdiği estetik kuramlar tarihinin bir özetidir. Ama, sunduğumuz bu tanım, tanımda geçen terimlerin de tanımlanmasını gerektirmektedir.
Özet. Özgünlük iddiası olmayan bu araştırma, aralarında Aquino’lu Thomas’ta Estetik Sorun (1956) araştırmamın da yer aldığı önceki araştırmaların bir özeti de

Türk Ebru Sanatı Eğitimi

Turk Ebru Sanatı Eğitimi





Sanatın Sınıflandırılması

Sanatın Sınıflandırılması Nedir

Sanatın Sınıflandırılması

Biçim verilen malzeme değiştikçe, sanatın değişik adlara ayrılması mümkün olabiliyor. Ancak, sanatı sınıflandırırken sadece malzeme yönüyle sınıflandırma yapmak mümkün değildir. Malzemenin yanı sıra, ifade ediş biçimi veya daha kapsamlı bir ifadeyle yaratıcılık, bu sınıflandırmada önemli bir etkendir. Sözgelimi, bir heykeltıraş da ağaca biçim verebilir, bir marangoz da... Fakat heykeltıraşın ağaca biçim verişteki ifade tarzı ile, marangozun biçimlendirmesindeki ifade tarzı aynı değildir.

Anadolu Selçukluları Döneminde Tepme Keçecilik

Anadolu Selçukluları Döneminde Tepme Keçecilik 11. yüzyıl ortalarından itibaren Anadolu'ya geçmeye başlayan Türk boyları, 1071'de Alparslan'ın Malazgirt'te Bizans ordularını yenmesinden sonra, kısa sürede Anadolu'ya egemen olmuşlardır.
Anadolu Selçuklu kültür ve sanatı Şamanizm, Maniheizm ve Budizm gibi inanç sistemlerinden İslam dinine geçişi gösteren ve maddi niteliklerden manevi niteliklere doğru değişen özelliklere sahip olması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır.
Yazılı kaynaklarda Türk boylarının; Anadolu'ya geçişlerinde, o zamana kadar geliştirdikleri halı, kilim, keçe vb. el sanatlarını da birlikte getirdikleri belirtilmektedir. Ancak Boğazköy (Hattuşaş) yakınında ki Yazılıkaya'da bulunan kabartmaların başlarında görülen sivri külahların mühür ve diğer tasvirlerde karşılaşılan başlıkların keçeden yapıldığı tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra M.Ö. 9. Yüzyılda yazılmış olan Homeros'un ünlü İliada destanında keçe

Nazar Boncuğu

Nazar Boncuğu:

Nazar boncuğu inancı İslamiyet öncesi Türk geleneklerinden kalmadır. Anadolu'da camın ilk kez gözboncuğu olarak üretimi İzmir-Görece köyündeki ustalar tarafından gerçekleştirilmiştir. Genelde nazar boncukları göz şeklinde olur. Göze aynı zamanda boncuk da denmektedir. Bu bağlamda bakıldığında kişinin dünyaya açılan penceresi gözdür ve göz her türlü, iyi ve kötü, düşüncelerin ilk çıkış noktası olarak kabul edilir. Bu yüzden bakışlardan, kötü gözlerden korunmak amacıyla emici özelliği olduğuna inanılan mavi renkli taşlar eskiden beri kullanıla gelmiştir. Ve son halini günümüzdeki çeşit çeşit nazar boncukları olarak almıştır. Şu an, gerek inanç gerek gelenek, gerekse de süs eşyası olarak pek çok kişi nazar boncuğunu günlük yaşantısında çok sık kullandığı yerlerde bulundurmaktadır. Nazar boncuğu yapılılırken içine kurşun dökülür. Bunun da iyi şans getirdiği söylenir.




# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

Sepetçilik

Sepetçilik:

Günümüzde fonksiyonunu henüz kaybetmeyen sepetçilik atalardan öğrenildiği gibi halen; saz, söğüt ve fındık dallarından örülerek yapılmaktadır. Eşya, yiyecek vb. Taşıma amacından başka ev içi dekorasyonunda da kullanılmaya başlanmıştır. Hayvancılıkla uğraşan kırsal kesimlerde yaygın olarak kullanılan keçe, çul ve ağaçtan yapılan semer kullanıldığı dönem boyunca geleneksel sanatların bir kolunu oluşturmuştur.


# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

Semercilik

Semercilik:

En yaygın anlamıyla, yük ve binek hayvanı olarak kullanılan at, eşek ve katır gibi hayvanların taşıyacakları yükün hayvanın sırtına zarar vermemesi için ağaç iskelet üzerine deri ile keçe arası kamış otları ile doldurulup sarılarak dikilen semer çok özen isteyen bir sanat dalıdır. Dengesiz yapılmış bir semer hayvanın sırtının yaralanmasına neden olur. Çok eskiden beridir süregelen bir ata yadigari meslektir. Günümüzde birçok şehirde yalnızca birkaç semerci ustası kalmıştır.Semercilik Beypazarı'nda sadece bir tane semer ustası tarafından yapılmaktadır. En genç semerci üstaları ne yazık ki, 60 yaş ve üzeridir.Semercilik de tıpkı tarakçılık, kaşıkçılık gibi unutulmaya yüz tutmuş, artık çırak alamayan meslekler halini almıştır.





# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

Halı Dokumacılığı

Halı Dokumacılığı:

Tarihi MÖ 6500 yılına dayanan dokumacılık, Anadolu'da çok eskiden beri yapılan bir el sanatı ve birçok yörenin geçim kaynağı... Dokumacılığın gelişmesinde sosyal, ekonomik, dinsel nedenler olduğu gibi iklim şartları da büyük rol oynamış. Göçebeler, gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkından dolayı halı-kilim dokuyarak duvarlarını kaplamışlar ve böylelikle soğuktan korunmuşlar. Dokumaların ham maddelerini yün, tiftik, pamuk, kıl ve ipek oluşturuyor.






Halı Dokumacılığı:

Kilimlerde çoğunlukla geometrik motifler hakim. En çok kullanılan renkler ise; kırmızı, siyah, turuncu, yeşil ve mavi. Türk Kilim ve Halı dokumacılığının Anadolu'daki yayılması ve gelişmesi Selçuklu İmparatorluğu dönemine rastlıyor. Dokuma sanatı Anadolu'ya 11 yüzyılın sonları ve 12 yüzyılın başlarına doğru en güçlü dönemini yaşamış olan Selçuklular tarafından tanıtılmış.




# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

Ağaç İşleri Sanatı

Ağaç İşleri Sanatı:

Ağaç işçiliğinde kullanılan malzeme daha çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacıdır. Kakma, boyama, kündekâriz, kabartma-oyma, kafes, kaplama, yakma gibi tekniklerle işlenen ahşap eşyalar günümüzde de kullanılmaktadır. Bu teknikler Zonguldak, Bitlis, Gaziantep, Bursa, İstanbul-Beykoz, Ordu gibi illerde halen devam eden hammaddesine göre değer kazanan baston ve asaların kullanımı yüzyıllar boyunca sürmüş, 19. yüzyılda yaygınlaşmıştır.






# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

Demircilik

Demircilik:

Altay, Orhon ve Yenisey dolaylarında yapılan kazılarda Türk maden işçiliğinin en eski örnekleri bulunmuştur. Altın, bakır ve tunçtan yapılmış eşyaların yanı sıra demir işçiliğinin de özel bir yeri vardır. Orta Asya Türkleri için eski bazı kaynaklarda “demir üreten ve bu madeni en iyi işleyen kavim” olarak söz edildiğine rastlanmıştır. Orta Asya maden sanatını Selçuklu ve Osmanlılar çok ileri bir düzeye getirmişlerdir. Maden işçiliği silahlar, gündelik eşyalar ve süs eşyaları olarak üç ana gruba ayrılabilir. Türklerde maden işçiliğinin gelişmesinin nedeni olarak, Selçuklu ve Osmanlı gibi Türk devletlerinin sürekli savaş halinde olmalarını gösterebiliriz. Demir ve çelikten yapılmış zırh, miğfer, kalkan gibi savunma silahlarına, dövülerek hazırlanan yüksek kalitede kılıç ve bıçaklara da sıkça rastlamaktayız.



# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım  Demircilik 

Çömlekçilik

Çömlekçilik:

Çömlekçilik, toprağın ya da asıl olarak killi toprağın çeşitli aşamalardan geçirilip işlenip şekillendirilip kullanılmak üzere çeşitli eşyalar üretilmesine verilen addır. İnsanlığın çömleği nasıl keşfettiğini tam olarak bilinmemekle birlikte, genellikle kabul gören varsayım, toprağın ateşte kızarıp sertlik kazandığını tesadüfen bulduğu yönündedir.Bulunma şekli ne olursa olsun, çömlekçiliğin gelişmesi, göçebe kavimlerin yerleşikliğe geçmesiyle olmuştur. Anadolu’da ilk yapılan çömlekler Neolitik döneme yani yaklaşık M.Ö. 7000'li yıllara tarihlenmektedir.İlk yapılan çömlekler sargı-dolama usulü ile elde şekillendiriliyor ve pişirim ise genellikle açık ateşte yapılıyordu. M.Ö. 3000 yılında da çömlekçi çarkı bulunmasıyla çark üzerinde şekillendirmeler de başlamış oldu.





Çömlekçilik:

Yine aynı dönemde toprağın pişirilmesi için ilkel fırınlar da kullanılmaya başlanmıştır.Günümüzde Anadolu’nun pek çok yerleşim yerinde çömlek yapılmaktadır. Hatta çağdaş tekniklerle günümüzden binlerce yıl önce uygulanan teknikler, aynı zamanda, birbirine yakın mekanlarda süregelmektedir. Örneğin Eskişehir’in Mihalıççık ilçesi Sorkun köyünde kadınlar,Neolitik dönemde uygulanan teknikle çamuru şekillendiriyor, kap-kacak yapıyor ve aynı dönemin yöntemiyle çömleklerini açıkta pişiriyorlar. Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Gökeyüpköyündeki kadınlar da aynı şekilde çömlek üretiyorlar. Ana Tanrıça kültürünün egemen olduğu dönemlerin tekniğinin günümüzde de sürüyor olması ve üstelik kadınlar tarafından sürdürülüyor olması araştırmaya değer bir olgu olsa gerek. Çömlek üretiminde çarkın kullanıldığı yerlerde ise artık bu işi erkekler yapıyorlar.






# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım Çömlekçilik

Bakırcılık

Bakır, Anadolu’da çok eskiden beri varolan ve en çok kullanılan maden oldu. Bunun sonucunda ise bakırcılık adeta babadan oğula geçen bir sanat haline dönüştü. Anadolu insanı bakırı ilk başta ihtiyaca bağlı olarak kazan, testi, leğen, tas, tencere, tava, sahan, bakraç, mangal, ibrik, tepsi, saksılık gibi ev eşyası yapımında kullandılar.






Bakırcılık:

Daha sonra ise onu birbirinden zengin motiflerle birer süs eşyasına dönüştürdüler. Günümüzde bu önemli gelenek hala birçok yörede sürdürülmeye çalışılıyor. Anadolu’da insanlar özellikle bakır kaplarda pişen yemeklerin tadını hiçbir şeye değişmediklerini söylüyorlar…






# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

İşleme Sanatları

İşleme Sanatları:

İşleme sanatları Kastamonu, Konya, Elazığ, Bursa, Bitlis, Gaziantep, İzmir, Ankara, Bolu, Kahramanmaraş, Aydın, İçel, Tokat, Kütahya gibi şehirlerimizde daha yoğun olarak yapılıyor, ancak iğne oyaları eski önemini kaybederek çeyiz sandıklarında varlığını korumaya çalışıyor.






# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım

Zamana meydan okuyan güzellikler - El Sanatları

Zamana meydan okuyan güzellikler - El Sanatları


Çini Sanatı:

Anadolu toprakları sadece tarihi ve doğasıyla değil, el emeği göz nuru güzellikleriyle de bir yeryüzü cenneti. İşte üç kıtanın renkleri birbirine karışmış eşsiz lezzetleri ve sanat harikaları… İmparatorluklara bile yenilmeyen kültürel hazineleri…

Türk çini sanatının tarihi ilk Müslüman Türk devletlerinden olan Karahanlılar'a dayanıyor. Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları, çiniyi mimari süslemelerde sıkça kullandı. Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasından sonra ise Çini sanatında Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla yeni bir dönem başladı. İlk Osmanlı dönemi İznik çinileri, Bursa Yeşil Cami ve türbesinde, Bursa Muradiye Camii'nde, Edirne Muradiye Camii ve Çinili Köşk’te görülebilir. Bunlar genellikle mozaik veya sırlı boya tekniği ile üretilmiş çiniler. Bu dönem çinilerinde lacivert, mavi, turkuaz, siyah renkleri daha çok kullanılmış ve daha çok geometrik desenler ağırlıkta...



Hat Sanatı:

İlk akla gelen eski harflerle yazılan dini içerikli yazılar olsa da aslında farklı çalışmalar da yapılıyor. Osmanlı kültüründe dini motiflerin ön planda olması nedeniyle Allah ve Peygamber sevgisini göstermek amacıyla hattatlar bu sanatı kullanarak günümüze kadar ulaşan pek çok eser bıraktılar.



Rüya gibi fotoğraflar

Rus ressam ve fotoğrafçı Anka Zhuravelva, çektiği kareleri öyle bir kurguluyor ki, adeta sizi bambaşka bir aleminin içine sürüklüyor. İşte sanatçının, Salvador Dali'nin, Philippe Halsman tarafından 1948'de çekilen portre fotoğraflarındaki artistik ambiyansın izlerini taşıyan etkileyici çalışmaları...






Foto Galeri: Günümüz ünlüleri klasiklerde / Ünlülerin Tabloları

Günümüzün en ünlü sinema ve pop yıldızlarının klasik resimlere uyarlanmış halleri. Emma Watson





Demi Moore

13 Ekim 2011 Perşembe

Süreyya Operası'nda Rüya Taner konseri

Kadıköy Süreyya Operası'nda '2011 Türkiye'de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Yılı' kapsamında gerçekleştirilecek olan klasik müzik konserinin solisti Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin genç kuşak piyanistlerinden Rüya Taner.
Sanatçı, 17 Ekim Pazartesi saat 20.00’de vereceği konserde Kâmran İnce’nin ‘Kapılar’ eserini de seslendirecek. İnce bu eseri, Taner’in siparişi üzerine ‘Avrupa’nın Tatlı Suları’ CD projesinde yer alması için bestelenmiş, “Kapılar” Kıbrıs adasındaki iki farklı toplumu yansıtmaktadır.

10 Ekim 2011 Pazartesi

Foto Galeri: Günümüz ünlüleri klasiklerde / Ünlülerin Tabloları

Günümüz ünlüleri klasiklerde

Günümüzün en ünlü sinema ve pop yıldızlarının klasik resimlere uyarlanmış halleri. Emma Watson





Demi Moore



John Malkovich

"Şems!.. Unutma!.." sezona başlıyor

"Şems!.. Unutma!.." sezona başlıyor

CEF Tiyatro ve Aysa Prodüksiyon tarafından sahneye konan "Şems!.. Unutma!.." yeni sezonda ilk oyununu bu akşam saat 20.30'da Kozyatağı Kozzy Kültür Merkezi Gazanfer Özcan Sahnesi'nde sergileyecek.
Yetkin Dikiciler, Teoman Kumbaracıbaşı, Sinan Tuzcu, Sema Keçik, Beste Bereket ile Jehan Barbur’un rol aldığı “Şems!.. Unutma!..”; büyük düşünü Mevlana ile ruh ikizi Şems’in hikâyesini, onlar yokken yaşananlara odaklanarak anlatıyor. Ailenin kutsallığını, örtbas edilenlerini, unutturulmak istenenleri sorgulayan “Şems!.. Unutma!..”; 13. yüzyıl Konya'sında bir gece, Mevlana’nın evine konuk gelen bir hikâyecinin, o evdeki bütün düzeni nasıl değiştirdiğini sahneye taşıyor.

9 Ekim 2011 Pazar

Hiper gerçekçi tablolar - Gerçek gibi resimler

Hiper gerçekçi figürler

Meksika kökenli sanatçı Omar Ortiz'in sihirli elleriyle yarattığı birbirinden etkileyici tabloları...






Hiper gerçekçi figürler

III. Richard Oyunu

III. Richard'ın son temsili bu akşam

İstanbul Tiyatro Festivali, İKSV ve İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından The Bridge Project kapsamında sahnelenen III. Richard'ın İstanbul'daki son gösterimi bu akşam saat 20.30'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde gerçekleştirecek
William Shakespeare’in ünlü oyunu III. Richard, Oscar ödüllü yönetmen Sam Mendes’in oyunun güçlü metnine güç katan, yıllar ötesinden bugünkü uluslararası söylemin ortasına oturan yorumu ve ünlü oyuncu Kevin Spacey’nin etkileyici performansıyla İstanbul seyircisini derinden etkiledi.
Son derece yalın, işlevsel ve görkemli olmayı başaran dekor, oyuna tempo kazandıran canlı müzik ve bunlara eşlik eden yalın, güçlü, sahneyi aydınlatmadan çok sahnede bizzat oynayan ışık Sam Mendes’in rejisine olmazsa olmaz derinlik kazandırdı..

7 Ekim 2011 Cuma

Yeni Çağ Avrupa Tiyatrosunda Tarihi Oyunlar

Avrupa'nın Yeniçağ kültürü; sadece eski kaynakların değerlendirilmesi, antik dünyanın yeniden canlandırılması demek değildir. Rönesans, bir yeniden doğuş olmaktan çok yeni bir yaratı yeni bir kültür dünyasının kurulmasıdır. Avrupa rönesansı, artık repetitio ve commentarii geleneğinden yeni bir çağın görüşlerinin işlenip geliştirilmesine yönelmek demektir. Bu çağ; ulusal devletlerin merkeziyetçi imparatorlukların, denizaşırı kolonilerin çağıdır. Bütün bunlar; otorite, sistem ve absolutist bir aydınlanmanın devri demektir. Yeniçağın tarihçiliği; Jean Bodin ve Machiavelli gibi siyasal kuramcıların etkisindedir. Bu çağın aydınları; hükümdarın adaletini, devlet bürokrasisinin mükemmelliğini, kararlılığını, yapıcılığını, meşruiyetini ve kitlelerin sevgilisi olmasını savunan kimselerdir. Bir yığın demokrasisi kesinlikle sözkonusu değildir. "Vox populi, Vox Dei" çağın siyasal düşününde kesinlikle reddedilmektedir. Tiyatrodaki tarihi oyunların bu amaca yöneldiğini, böyle bir atmosfer ve fikir ikliminin tesirinde kaldığını göreceğiz.
Klasik Fransız dramına geçmeden önce, bu olguyu anında İngiltere'de görüyoruz. Onun için Elizabeth çağı dramına, yani Shakespeare'e bu açıdan bakarak konuyu ele almak gerekiyor. Shakespeare dünya tiyatrosunda en çok karakter yaratan bir yazar...

Tiyatroda tarihi oyunlar - Siyasal Analiz Denemesi

Tiyatroda tarihi oyunlara bir tarihçi olarak bakmak deyimi, açıklamayı gerektiriyor. Bir tarihçi; tarihi oyunlara, tarih felsefesi ve toplum evrimi açısından bakmak zorundadır. Tarih felsefesi dendiği zaman, bu kavramı da açığa kavuşturmak gerekiyor. Tarih felsefesi de aslında yöntem olarak; tarih biliminin dil ve yöntemini (yani sosyoloji iktisat gibi bilimlerin yöntemini) izler. İşin aslında felsefe de bilimin metodunu izlediği ölçüde felsefedir zaten... Bunun tersi, felsefede de, tarih felsefesinde de metafiziğin şiirsel bulanıklığına sapmaktan başka bir şey değildir ...
Burada tarih bilimini tarif edecek değilim. Yalnızca tarih bilgisinin ve nihayet tarih biliminin çeşitli devirlerde değişen fonksiyonuna, kendisine sorulan soruya ve beklenen cevaplara değineceğim. Tarihçiliğin devirden devire değişen bu fonksiyonu, metodu ve yöneldiği amaçlar; çağın tarihi tiyatro oyunlarında da aynen görülür. Bu nedenledir ki, tarihi oyun işin aslında, derin bir kritiğin, düşünsel zenginliğin yansıdığı alan olmuştur. Tarihi tiyatro oyunları, kalitesinin yüksekliği ölçüsünde, yazıldıkları dildeki tiyatro edebiyatının görkemini arttırmıştır. Özellikle toplum ve düşünce hayatındaki evrim ve temellerin, yoğun biçimde ele alındığı yakın çağlarda; tarihi tiyatro ve roman yapıtlarının güçsüzlüğü o dili konuşan toplumun bir ölçüde, düşünsel güçsüzlüğünün simgesidir.
Bu nedenle tarihi oyunlara tarihsel kaba gerçekçilik açısından değil (buna isterseniz Ulunay'vari eleştiri diyebilirsiniz) de, yapıtın düşünsel içeriği ve savı yönünden bakıp, eleştirmek gerekir. Özellikle modern çağların dinamik yaşamı bu tür bir yaklaşımı salt haklı değil, aynı zamanda gerekli de kılmıştır.
Tiyatro denen olayın beşiği, eski Yunanistan'ın üzerinde bu açıdan fazla duramayız: Yunan tiyatrosunda trajedi, insanoğlunun dilemmasıdır. Trajik olanın çözülemezliği alın yazısıdır. Yunan trajedisi bu dilemmayı vurgulamakta çoğun mitologyadan yararlanır. Nietzsche gibi bir düşünür, klasik Yunan felsefesini tragedyanın oluşum ve gelişimine bağlamakta pek de haksız değil(1) ... Gerçek o ki idealist felsefenin yeşerip geliştiği kıta Yunanistan'ı, Tragedya sanatı için en verimli topraktı. Bizim Anadolumuz, yani eski çağların Ionya'sı ise tersine materyalist felsefenin ülkesi idi. Öyle bir düşünsel ortamda tragedya'nın kalıcı ürünlerini vermesi biraz zor olsa gerek.... Yunan'nın komedyası ise aktüel sorunları vurgulayan bir dal olarak gelişti.



Burada akla hemen şu soru gelecektir; Tarihçilik ilk büyük ürünlerini Batı Anadolu ve Hellas'da verdiği halde,

19. Yüzyıl ve Sonrasında Türk Tiyatrosunda Tarihi Oyunlar

Modern Türk tiyatrosu 19. yüzyılda başlayan bir olgudur. 19. yüzyıl, atlantik ekonomisinin ekonomik çıkarlarını siyasal örgütlenme ile nüfuz altına aldığı bir dönemdir. Bu yüzyılda Ortadoğu toplumları, artık kaçınılmaz bir değişme dönemine gireceklerdi. Ortadoğu'nun çöküntüye uğrayan siyasal, ekonomik, dinsel kurumları, aydın kümelerinde yeni bir ideolojik yapının ortaya çıkmasına neden oldu. Bu modernleşmeci tutum bir tür ksenophobieyi de içeriyordu. Yani geçmişe dönük bir özlemle, ulusçuluğa doğru gelişen dinsel tabanlı bir ideoloji, Osmanlı düşünürünün tipik özelliği idi. Öte yandan daha laik tutumlu düşünürlerin bulunduğunu da görüyoruz. İşte modernleşen edebiyat ve tiyatro bütün bu renklilikleri bir arada taşıyordu.
19. yüzyıl Osmanlı reformatörü tipik temsilcisini Namık Kemal'de bulmuştur. Namık Kemal bir Osmanlı milliyetçisi, tarihi ve toplumsal ideolojisi yönünden ise bir islamcıdır. Onun bu fikri yapısı E. Renan'a karşı kaleme aldığı "Renan Müdafaanamesi"nde açıkça görülür. Bir yerde Cemaleddin'i Afgani'den, Hindli Seyyid Ahmed Hana kadar modernleşmeci islâm, 19. yüzyıl Doğu dünyasında ortak bir doktrindir.(7) Bu ortak fikir ikliminin dışına çıkan, daha çok Çar Rusya'sındaki modernleşmeciler olmuştur. Örneğin M. Fethali Ahundzade "Lenkeran Veziri" gibi bir tarihi oyununda, İslâmın ve geçmişin ihtişamını serimlemiyor, tam tersine geri ve feodal toplum geleneklerini eleştiriyordu.(8)